Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Yaşananlar Gerçekten Geride Kalıyor mu?

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), yıkıcı travmatik bir olayı yaşamış veya tanık olmuş bireylerde görülen bir psikolojik zorluktur. TSSB, kişilerin sosyal, fiziksel ve mesleki yaşamlarını derinden etkileyerek yaşam kalitesinde ciddi düşüşlere yol açabilir. TSSB’nin karmaşık doğası ve etkileri, hem zihin hem de beden üzerinde geniş çaplı etkilere sahiptir.

Travma sonrası sıkıntılar, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal bozukluklarla sıkça ilişkilidir. Travma, bireylerin psikolojik ve fiziksel işlevselliklerini kronik olarak etkiler. 

TSSB

TSSB'nin temel belirtileri arasında depresyon, sosyal bağlantı eksikliği, uyku bozuklukları, flashbackler ve kabuslar yer alır. Bu belirtiler, bireyleri alkolizm, madde bağımlılığı veya kendine zarar verme gibi riskli davranışlara itebilir. TSSB, bireylerin genel sağlık durumunu ve sosyal işlevselliğini olumsuz yönde etkiler.

Beyin ve Bedende Travma

Travmatik stres, beyinde bellek, öğrenme, duygu düzenleme ve sosyal gelişimi etkileyen değişikliklere yol açar. Travmatik anılar, orijinal yoğunlukta yeniden yaşanabilir ve bireylerin travmayı tekrar yaşamasına neden olabilir. Çocuklarda ağır ihmal, sağ beyin gelişiminde hasara ve duygusal düzenleme yetisinde bozulmaya yol açabilir.

Beyin Fonksiyonları: Amigdala, hipokampus ve prefrontal korteks gibi beyin bölgeleri travma sırasında önemli rol oynar. Amigdala, stres hormonlarının salınımını tetiklerken, hipokampus travmatik anıların canlı kalmasına neden olur. Prefrontal korteksin işlev kaybı ise panik ve aşırı tetikte olma durumlarını artırır.

Fiziksel Tepkiler: Travmatik olaylar, vücudun "savaş ya da kaç" mekanizmasını tetikler. Bu mekanizma, adrenalin salgılanması ile kan basıncı, kalp atış hızı ve solunumun artmasına neden olur.

Endokrin Sistem ve Travma

Endokrin sistem, travma sırasında önemli değişikliklere uğrar. 

Travma ve Fiziksel Hastalıklar

Travma ve Sağlık: Travma maruziyeti, kardiyovasküler, bağışıklık, nöroendokrin, üreme ve gastrointestinal sistemlerde sağlık sorunlarına yol açabilir. 

Kardiyovasküler Hastalıklar: Travma, kalp hızı ve diğer kardiyovasküler fonksiyonlar üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir..

Bağışıklık Sistemi: Travma, bağışıklık fonksiyonlarını doğrudan etkiler ve bağışıklık sistemini zayıflatabilir.

Gastrointestinal Sorunlar: Travma, gastrointestinal sistemi etkileyen çeşitli bozukluklara yol açabilir.

Üreme Sorunları: Travma, kronik pelvik ağrı, cinsel sorunlar, kısırlık, düşük, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı ile ilişkili olabilir.

HPA Ekseni: Travma, HPA ekseninde düzensizliklere yol açar ve kortizol seviyelerini etkileyebilir.
Somatik belirtiler: Travmayı hatırlayan bedenin fiziksel tepkileri olarak ortaya çıkabilir.

Yoga ve Travma

Araştırmalarda yoganın kalp hastalığı, kronik ağrı, hipertansiyon ve uykusuzluk gibi birçok tıbbi rahatsızlıkta faydalı,TSSB semptomlarını azaltmada etkili olduğu görülmüştür.Farkındalık ve yoga, içsel durumları tanıma, tolere etme ve bunlara uygun tepki verme kapasitesini artırır. Psikoterapiye ek olarak  anksiyete, depresyon, yeme bozuklukları gibi durumların hafifletilmesinde yardımcı olabilir..

       -Travma Duyarlı Yoga: Güvenli Bir Yaklaşım:

Travma Duyarlı Yoga (TSY), travma ile ilişkili semptomları doğrudan ele alarak, bedende olan bitene şefkatle yaklaşmayı, seçim yapma yeteneğini tanımayı ve bu bilgiye dayalı etkili eylemler gerçekleştirmeyi teşvik eder. Bu yöntem, travmatik stresin bedensel ve zihinsel etkilerini hafifletmek için güvenli bir ortam sunar.

Beden Odaklı Psikoterapi ve İfade Edici Terapiler

Bessel van der Kolk, TSSB hastaları için beyin, zihin ve bedenle ilgili çeşitli terapiler önermektedir. Bu terapiler, bireylerin kendileri ve başkaları ile iletişim kurmalarını sağlar. Dil, sanat, müzik ve dans yoluyla ifade edici terapiler, bireylerin kendilerini ifade etmelerine, kimlik bulmalarına ve yaşamda anlamlı bir amaç oluşturmalarına yardımcı olur. Bu süreçte kişinin aile ve arkadaşlarla yeniden bağlantı kurması ise  bireylerin tehditlere karşı güven duygusunu artırır.

Sensorimotor Terapi Nedir?

Sensorimotor terapi, travmanın beden üzerindeki etkilerini anlamak ve bu etkileri hafifletmek için kullanılan bir terapötik yaklaşımdır. Geleneksel psikodinamik yaklaşımlarla birleşerek, bireyin zihinsel süreçleriyle birlikte bunların bedensel süreçlerle bağlantısını ele alır. Pat Ogden tarafından geliştirilen bu terapi, Bessel van der Kolk ve Peter Levine gibi uzmanların çalışmalarına dayanır.

Terapi süreci, travmatik anıların yeniden yaşanması ve bu anıların bedensel tepkilerle bütünleştirilmesini içerir. Böylece birey travmatik anıların duygusal ve fiziksel yükünden kurtulabilir.Bireyin bedensel farkındalığının artmasına, travmatik anılarla başa çıkmaya duygusal güvenlik sağlamaya yardımcı olur.


KAYNAKÇA 

Hays,J.T.(2013).Healing Trauma in the Psyche-Soma:Somatic Experiencing in Psychodynamic Therapy

Van Der Kolk,B.A.,(2019).The Body Keeps The Score

D’Andrea,W.,Sharma,R.,Zelechoski,A.D., and Spinazzola J.(2011).Physical Health Problems After Single Trauma Exposure: When Stress Takes Root in the Body .Journal of the American Psychiatric Nurses Association. DOI: 10.1177/1078390311425187

West,J., Belle Liang,B.,ve Spinazzola,J.(2017).Trauma Sensitive Yoga as a complementary treatment for posttraumatic stress disorder: A Qualitative Descriptive analysis.HHS Public Access.doi: 10.1037/str0000040

Solomon,E.P. Heide K.M.(2015).The Biology of Trauma Implications for Treatment .Journal of Interpersonal Violence. DOI:10.1177/0886260504268119